Forum Makina

Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesine bağlı Narlı Beldesi’ndeki 500 dönümlük arazi üzerinde faaliyet gösteren İnce Kum Beton ve İnşaat Ltd. Şti., yöneticilerinin tecrübe ve vizyonu çerçevesinde sadece kendi içinde verimli bir kum ocağı olmanın ötesine geçerek; ülkeye, doğaya ve gelecek nesillere değer katan bir işletme haline gelmiş.

Firma sahibi Ahmet İnce ile bir araya gelerek hem ilginç hayat hikayesini dinledik hem de bu yıl içerisinde makine parkına ekledikleri HİDROMEK iş makineleri hakkındaki görüşlerini aldık.



Şanlıurfa Halfeti doğumlu olan Ahmet İnce’nin hayatı, 1975 yılında rahmetli babasının teşvikiyle Libya’ya gidişiyle önemli ölçüde değişmiş. Çeşitli işlerde kısa süreli çalışıp Arapçayı da öğrendikten sonra, Libya’da büyük ölçekli konut projeleri inşa eden Çarmıklı Holding’e bağlı Libaş İnşaat’ta muhasebeci olarak çalışmaya başlamış. Libya’da geçen 22 yılda çeşitli inşaat projelerinin başında bulunduğu gibi ciddi bir iş makinesi parkının da sorumluluğunu üstlenmiş. Libya’dan sonra birkaç yıl Almanya’da da bulunan Ahmet İnce, Türkiye’ye döndükten sonra sürdürdüğü inşaat alanındaki faaliyetlerini,  2006 yılında açtığı kum ocağı işletmesi ile farklı bir alana taşımış.

Doğa sever ve çevreye duyarlı bir kişiliğe sahip olan Ahmet İnce, kum ocağıyla birlikte kurduğu güneş panelleri ile kendi elektrik enerjisini üretiyor. Bu enerjiyi hem kendi tesisinde kullanıyor hem de fazlasını devlete satıyor. İnce, ayrıca üzerindeki kumun alınmasından sonra geriye kalan çorak araziyi değerlendirerek oluşturduğu ve damlama sistemiyle suladığı meyve bahçelerinde organik tarım faaliyetlerini de her geçen gün geliştirerek sürdürüyor.



Kum ocağı işine girmeye nasıl karar verdiniz?

Almanya’dan döndükten sonra inşaat malzemeleri alanında çalışıyorduk. O dönemde bu bölgede otoyol işi yapan bir müteahhit arkadaşımızın kum ocağı vardı. Kumunu satamıyordu, ocağı bizim işletmemizi önerdi. Bu işi Libya’da da daha önce yaptığımız için tecrübemiz vardı ve o gün bugün devam ediyoruz.

Şu an Maksutuşağı Köyü yakınındaki yaklaşık 500 dönümlük arazimizde kum ve agrega üretiyoruz.  2006 yılında Kipaş ve Çimko çimento fabrikalarının inşaatı esnasında bir beton santrali de kurduk. Onlara yaklaşık 200 bin metreküp beton verdik. Ancak inşaatlar bitince beton santralini başka bir bölgeye naklettik.



Çıkan kumun kaynağı nedir? Kalitesi nasıl?

Burası binlerce yıl önce Akdeniz’e bağlı bir bölgeymiş. Denizin çekilmesiyle birlikte bu geniş ve verimli Narlı Ovası ortaya çıkmış.

Ocağımızın kumu çok kaliteli ve doğal. Ekskavatörümüzle sökü yaparak yaklaşık 15 metre derine kadar iniyoruz. Çıkan malzemeyi yıkayıp, kırma eleme tesisimizde ebatlarına göre ayrıştırıyoruz. Sezonda aylık 90 bin tona kadar üretim yapabiliyoruz. Ama kışın genellikle stok için çalışıyoruz. Yıllık üretimimiz ise 700 bin ton civarındadır. En az çıkan ve en değerli olan malzememiz 0,5’lik doğal kumdur. Binaların içinde kullanılıyor.

Makine parkınızda hangi araçlar bulunuyor?

Bu yıl HİDROMEK’ten aldığımız 1 adet HMK 640 WL lastikli yükleyici ve 1 adet HMK 370 LC HD paletli ekskavatör ile parkımızı güçlendirdik. İşimiz hızlandı, kalite arttı ve bununla birlikte bakım masraflarımız azaldı. Makinelerimiz yılda ortalama 3.000 saat çalışıyor. 7 tane de kamyonumuz bulunuyor. Tek vardiya olarak 32 kişilik bir kadroyla çalışıyoruz. Birlikte çalıştığımız akrabalarımız ve çalışanlarımızla adeta bir aile gibiyiz.



Bir makine alırken öncelikleriniz nedir?

Libya’da çalışırken iş makineleri hakkında oldukça fazla tecrübe edindim. Bir dönem 370 adetlik bir makine parkından sorumluydum. Avrupa’dan makine satın alıp Libya’ya getirdiğim de oluyordu. Dolayısıyla iş makinelerini yakından tanıyorum.

Bizim için en önemlisi makinenin arıza yapmadan, kesintisiz olarak çalışmasıdır. Tüm şantiyenin işi makinelerin çalışmasına bağlı. Makine çalışmazsa, bütün iş durur. Bu yüzden alacağımız makinenin sağlam, arkasındaki servis desteğinin güçlü olması şart.

Neden HİDROMEK’i tercih ettiniz?

Bizim bundan önce de 4 yıldır kullandığımız bir HİDROMEK ekskavatörümüz daha vardı. Onun performansından ve dayanıklılığından çok memnun kalmıştık. HİDROMEK’e olan güvenimiz ve ekskavatörle aynı marka olmasının bakım kolaylığı sağlayacağını düşünerek yükleyicide de başka bir marka almadık. Makinelerin Türkiye’de üretiliyor olması, yedek parçasının kolay bulunması ve telefon açınca servisinin kısa sürede gelmesi de kararımızda etkili oldu tabi.

Yeni makinelerinizden memnun musunuz?

Lastikli yükleyicimizin 4,2 metreküplük büyük bir kepçesi var. Gelen kamyonları bekletmeden seri şekilde doldurup göndermesi, metreküp olarak ihtiyacımızı karşılaması, zaman kaybı yaratmaması, konforlu olması ve gereken gücü sağlaması tecrübe ettiğimiz avantajlar arasında. Aynı şekilde sökü ve yüklemede kullandığımız ekskavatörümüzün de seri olmasından ve 2,2 metreküp hacimli kovasıyla aldığı malzeme miktarından  memnunuz. Her iki makinemizle de sökü yaptığımız için makineleri tırnaklı kovalarla kullanıyoruz.

Biz, HİDROMEK’i konforlu bir otomobil markasının iş makinesi versiyonu olarak görüyoruz. Operatörlerimiz de bu konudaki memnuniyetlerini sık sık dile getirir. Başka marka makinelere kıyasla heybetli görünümü, kullanım kolaylığı ve seri oluşu çalışanlarımızı memnun ediyor. HİDROMEK’in servisinden de çok memnunuz. Hatta yakın zamanda kovayla ilgili bir sorun yaşadık ve servis istedik. Tarsus’tan gelen servis ekibi 2 saate kalmadan sorunu hızlıca çözdü.



Arazinizde tarım da yapıyorsunuz. Buna nasıl karar verdiniz?

Ben dünyayı gezen ve fikir alışverişine önem veren bir insanım. İnsan çağı takip etmeli, sürekli kendini geliştirmeli ve bir yandan da kendisine sunulan nimetlerin kıymetini bilmeli. Sonraki nesillere karşı da bir sorumluluğumuz var.

Köylü çocuğu olduğum için çiftçiliği biliyorum. Genlerimde toprak sevgisi, yeşil özlemi var. Bu sebeple işlediğimiz araziyi tekrar nasıl değerlendirip doğaya kazandırırım diye çok düşündüm, araştırdım. Tarım İl Müdürlüğü ve ziraat mühendislerinden fikir aldım. Neticede bu gördüğünüz damlama sulama sistemiyle sulanan; iklime ve coğrafyaya uygun olarak yetiştirilen zeytin, nar ve üzüm başta olmak üzere binlerce ağaçlık yeşil bir ortam yarattık. Ne demiş atalarımız: “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur!”

Şimdi hayvancılık için de ruhsat aldık, besi çiftliği için inşaat yapacağız. Hayvanlarımız olduğunda yemini de burada kendimiz üreteceğiz.



Güneş enerji santrali yatırımınızdan da bahseder misiniz?

Devlet sadece tarım yapılamayan araziler için bu yetkiyi veriyor. Biz de 55 dönümlük arazimiz için ruhsat aldık. 2 sene önce sahayı düzenleyip 20 dönümü üzerine 40 bin panelden oluşan, yaklaşık 2 milyon dolarlık bir yatırımla 1 MWh gücünde bir tesis kurduk. Kendi ihtiyacımız olan elektriği alıp kalanı devlete satıyoruz. Maraş’ta bunu yapan ilk firma biz olduk. Bizden sonra başka yatırımcılar da oldu.



HMK 370 LC HD ekskavatör operatörü Osman Kazcı

28 yıldır iş makinesi operatörüyüm. Her türlü iş makinesi kullandım. Bu makineyle ocaktaki sert malzemeyi söküp, kamyonlara yüklüyorum. 30-32 tonluk kamyonları 5-6 kovada doldurabiliyorum. Ekonomi modunda çalışıyorum ve makine kolayca sökü yapabiliyor. Her yönüyle mükemmel, konforlu, seri ve güçlü bir makine. Operatörü yormuyor. Biz 6 kardeşiz 4’ümüz operatörüz. Kardeşlerim farklı marka makinelerle çalışıyorlar. İzin günlerimde bazen onları izliyorum. Bu makineyle hiçbiri kıyaslanamaz. Maddi durumum müsait olsa, kendime makine alacak olsam yine HİDROMEK’ten şaşmam.



HMK 640 WL yükleyici operatörü Zeki Demircan

24 yıllık lastikli yükleyici operatörüyüm. Diğer markaları da kullandım. Yeni HİDROMEK makinem 1.200 saati buldu. Genellikle hazır malzeme yüklüyorum. 27-28 tonluk tırları 3 kovada rahatça dolduruyoruz. Konforlu, iç dizaynı güzel, levyeleri rahat ve çok seri bir makine.