
| MST İŞ MAKİNALARI GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ALİ BOSTANCI ÖZEL RÖPORTAJI |
|
MST İş Makinaları Genel Müdür Yardımcısı Ali Bostancı:
“Amacımız sadece makine üretmek değil, kullanıcıların işini kolaylaştırmaktır”
Türkiye’nin iş makinaları sektöründeki güçlü yerli markası MST, 17 yıldır ülkemizin tek Telehandler üreticisi olma sorumluluğunu taşıyor. Geliştirdiği geniş ürün gamı, mühendislik gücü ve satış sonrası hizmetleriyle hem Türkiye’de hem de global pazarda adından söz ettiren MST, inşaat, tarım, hayvancılık ve endüstride fark yaratıyor.
.png)
Biz de MST İş Makinaları Genel Müdür Yardımcısı Ali Bostancı ile Telehandler pazarının gelişimini, yerli üretimin önemini ve MST’nin geleceğe dönük vizyonunu konuştuk.
‘“1999 Kocaeli Depremi sırasında kazı ve hafriyat çalışmalarında iş makinalarına duyulan yoğun ihtiyaç, bu sektöre ilgimin başlangıç noktası oldu. 2003 yılında Gaziantep’te MST İş Makinaları’nın yeni fabrika kurulumu projesiyle birlikte, fabrikamızın ilk mühendisi olarak sürece dahil oldum. Proje mühendisliğiyle başlayan yolculuğum, üretimden Ar-Ge’ye, saha satışından müşteri ihtiyaçlarının fabrikaya entegrasyonuna kadar uzandı. Mesleğimin en önemli kazanımlarından biri olan insanı merkeze alma yaklaşımı, bana pazarlama temelli satış ve ürün yönetimi perspektifini kazandırdı. Bu süreçte forklift, kazıcı yükleyici, ekskavatör, telehandler, kompakt makinalar ve personel yükselticiler dahil birçok ürün grubunda hem doğrudan satış hem de ekip yöneticiliği deneyimi edindim.”
Aktif saha deneyiminin ardından son 10 yıldır stratejik yönetim kademelerinde görev yapan Bostancı, bugün MST İş Makinaları’nda Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’nin ilk ve tek yerli Teleskobik Forklift üreticisi olan MST İş Makinaları’nda, 2007’de başlayan seri imalat sürecinden bu yana önemli katkılar sağlayan Bostancı, ürün grubunun gelişimi, sektörün bugünü ve geleceği üzerine değerli görüşlerini bizlerle paylaştı.
Türkiye’de ve dünyada Telehandler pazarının büyüklüğü ve yoğunlaştığı sektörler hakkında bilgi verir misiniz?
Teleskobik Forklift pazarı son yıllarda dünya genelinde hızla yükselen bir pazar konumunda. Avrupa’da tarım, hayvancılık, inşaat ve birçok endüstriyel uygulamada kullanımı artık neredeyse standart hale gelmiş durumda. Kuzey Amerika’da ise özellikle büyük kiralama firmalarının etkisiyle inşaat ve endüstriyel sahalarda vazgeçilmez bir makina haline geldi. Gelişmekte olan pazarlar arasında Asya Pasifik, Afrika ve Güney Amerika bulunuyor.
.jpg)
Türkiye pazarı; Avrupa pazarının bir parçası olarak Batı Avrupa’ya kıyasla küçük olsa da son yıllarda ciddi bir büyüme trendi yakaladı. Ülkemizde de üç temel sektör öne çıkıyor: İnşaat, Tarım & Hayvancılık ve Endüstriyel uygulamalar. İnşaatta konut projelerinden yol, köprü, tünel ve metro gibi altyapı çalışmalarına kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Tarım ve hayvancılıkta saman balyası, silaj, yem, hububat, pamuk ve gıda sektörlerinde öne çıkarken; endüstride kereste, pamuk çırçırlama, kağıt, çevre ve geri dönüşüm gibi alanlarda yaygınlaşıyor.
Türkiye’de Sanayi Bakanlığı tarafından ‘Teleskobik Forklift’ olarak tanımlanan bu makinalar, sektörde daha çok ‘Telehandler’ ya da ‘Teleskobik Yükleyici’ olarak biliniyor. Özü itibariyle teleskobik erişim sağlayan, farklı ataşman kullanımıyla fonksiyonel avantajlar sunan arazi tipi elleçleme makinalarıdır. Sektörlerdeki kullanımın temelinde ise makinanın teleskobik, uzayan bom dediğimiz erişim kolu sayesinde malzeme elleçlemesi, erişimi, dikey ve yatay kaldırma, uzatma, malzeme taşıma, noktasal yerleşim, şantiye veya çiftlik, tarla, fabrika içi malzeme akışı ve dış saha ortamlarındaki ihtiyaçların karşılaması vardır.
Sizce Türkiye pazarında Telehandler bilinirliği ve kullanım kültürü hangi aşamada?
Son 10 yılda Türkiye’de Telehandler bilinirliği hızla arttı, özellikle son 5 yılda önemli bir sektör haline geldi. Önceleri işletmeler taşıma ve erişim ihtiyaçlarını vinç, forklift veya traktör ataşmanlarıyla çözmeye çalışıyordu. Telehandler’ın yaygınlaşmasıyla tek makinayla çok daha geniş bir yelpazede çözüm alınabileceği görüldü. Kullanıcıların tercihinde; çok yönlülük, iş yükü azalması, zaman ve yakıt tasarrufu büyük rol oynuyor. 4 tekerlekten direksiyon, farklı yürüyüş modları ve geniş ataşman seçenekleri de makinayı sahada vazgeçilmez hale getiriyor.
.png)
Türkiye’de Telehandler kullanımının en hızlı büyüdüğü sektörler hangileri?
Türkiye’de Teleskobik Forklift kullanımı inşaat, inşaat uygulamaları ve yapı sektöründe her geçen gün hızla artıyor. Ülkemizdeki neredeyse tüm coğrafyadaki deprem gerçeği her geçen gün yatay mimari yapılaşmasını daha fazla ön plana çıkarmaktadır. Yatay mimari yapılaşmasında özellikle kaba inşaattan hemen sonra ince inşaat aşamasında çok ciddi bir malzeme depolanması, taşınması ve katlara ulaştırılması ihtiyaçlarını arttırmış durumda. MST iş makinaları olarak Telehandler modellerimizin yanında, inşaat sektörünün hafriyat aşamasında gerek yerli üretim ekskavatörlerimiz gerekse kanal kazı ve çevre düzenlemesi işlerinde kullanılan kazıcı yükleyici modellerimiz ile şantiye mobilizasyon aşamasından yoğun ince işler aşamasına kadar ki her noktada tam anlamıyla eksiksiz bir takım çözümü sunabilmekteyiz.
Ülkemizin şartları ve stratejik avantajları göze alındığında teleskobik forkliftlerin sağladıkları verimlilik, üretkenlik artışı, iş gücü ihtiyacı azaltımı, zaman ve yakıt giderlerinden tasarrufu anlamında özellikle tarım, hayvancılık ve orman endüstrisi sektörü teleskobik forklift kullanımının artmakta olduğu diğer sektörler arasında. Balya taşıma, yerleştirme, yükleme-boşaltma, yemleme, yem silolarına yükleme ve depo düzenleme gibi işlerde Telehandler doğrudan verimlilik artışı sağladığı için bu nedenle tarım, hayvancılık uygulamaları tarafında farkındalık arttıkça kullanım oranının bu sektörlerde hızla artmakta olduğunu gözlemlemekteyiz.
Endüstriyel uygulama alanlarından olan kağıt sektöründe ve şu sıralar biraz durgunluk söz konusu olsa da geri dönüşüm sektöründe süreklilik arz eden bir Telehandler talebi söz konusu.
Avrupa ve Amerika pazarlarıyla kıyasladığınızda Türkiye pazarı nasıl farklılaşıyor?
Avrupa’da Telehandler, özellikle tarımda standart hale gelmiş durumda. Neredeyse her çiftlikte bir veya birden fazla bulunuyor. Kuzey Amerika’da ise pazar dev kiralama şirketleri tarafından domine ediliyor ve kullanım daha çok inşaat projelerinde yoğunlaşıyor. Türkiye’de ise Telehandler hâlâ gelişen bir ürün grubu. Kullanıcıların çoğu bireysel olsa da kurumsal talep giderek artıyor. Bu da Türkiye pazarının büyük bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.
.png)
Önümüzdeki 5 yıl için Telehandler pazarında nasıl bir büyüme öngörüyorsunuz?
Telehandler pazarı son 15 yıldır birkaç global kriz dışında hep büyüme trendinde oldu. Önümüzdeki yıllarda da çift haneli büyümeler bekliyoruz. İnşaatta modernleşme ihtiyacı, tarımda mekanizasyon ve sanayide verimlilik arayışı bu büyümeyi tetikleyecektir.
Türkiye Telehandler pazarındaki temel riskleri nasıl değerlendirirsiniz?
Yurtdışı bireysel ithalat yolunun açık olması nedeniyle pazarda, arkasında tedarikçi desteği bulunmayan, güvence ve garanti destek koşulları taşımayan, hatta ülkede daha önce hiç görülmemiş belli ürün ve markalar ile karşılaşır olduk. Yetkilendirilmiş teknik servisleri bulunmayan, bireysel sözler, teminatlar ve yaklaşımlar ile günlük fayda üzerinden gerçekleşmekte olan bu ticaret kısa vadede sektörümüzün dinamiklerine zarar vermekte olup uzun vadede ise müşterilerin zarar görmesine neden olacağı tüm sektör paydaşlarımızca ortadadır.
Tüm bu sorunlar bir yana bu ithal ürünlerin ikinci el değerlerinin pazardaki erozyonu kaçınılmaz görünümdedir. Bu anlamda öncelikle bakanlıklar nezdinde alınacak önlemlerin bir an önce uygulanması büyük önem arz etmektedir.
.png)
MST Teleskobik Forklift Ürün Gamını bize kısaca anlatır mısınız?
MST teleskobik forklift ürün gamı, 7 metreden 18 metreye kadar erişim ve 3,5 – 4,2 ton arası kaldırma kapasiteleri ile sektörün ihtiyaç duyduğu tüm metraj, tonaj, donanım ve ataşman çeşitliliğini kapsıyor.
17 yıldır Türkiye’nin ilk ve tek yerli Telehandler üreticisi olmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Bu süre zarfında ürün gamımız hem müşteri ihtiyaçları hem de teknolojik gelişmeler ve motor emisyon standartları doğrultusunda sürekli olarak evrim geçirdi. Bugün Faz 5 emisyonlu ürün gamımız; powershift mekanik şanzımanlı MP serisi ve hidrostatik şanzımanlı MH serisi modellerden oluşuyor.
Daha kompakt ve hassas işlerde MH 7.35, MH 9.40, MH 13.35 modellerimiz öne çıkarken; yüksek tork, çekiş ve zorlu arazi koşulları gerektiren sahalarda MP 7.42, MP 8.42, MP 9.42, MP 14.42 ve MP 18.42 modellerimiz tercih ediliyor. Bu geniş ürün gamıyla inşaat, tarım ve hayvancılık, endüstri, kiralama, madencilik, enerji ve kamu sektörü gibi birçok alana çözüm sunabiliyoruz.
Tüm modellerimizi sahadan gelen gerçek ihtiyaçlara göre tasarlıyoruz. Çünkü “insan” MST’nin merkezinde, müşteri ise iş kültürümüzün odağında.
Türkiye’de üretilen MST teleskobik forkliftler; çok yönlülüğü, dayanıklılığı, güvenlik donanımları ve satış sonrası desteğiyle bugün hem inşaatta hem tarımda hem de sanayide işletmelerin en büyük yardımcılarından biri konumunda.
Telehandler ürün grubunun MST ’deki stratejik yeri/önemi nedir?
Telehandler bizim için yalnızca bir ürün grubu değil, stratejik bir adım. Türkiye’de hızla büyüyen bir pazarın içinde yer alıyor ve aynı zamanda ihracat tarafında önemli fırsatlar barındırıyor. İlk ve tek yerli üretici olarak 17 yıldır ülkemizde teleskobik elleçleyici kullanımının yaygınlaşmasına en fazla katkıyı sunan marka olmanın gururu ve sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Bunun sadece MST markası için değil, aynı zamanda ülkemiz için de değer yarattığına inanıyoruz.
ASKO Holding bünyesindeki kardeş firmalarımızla da ortak bir stratejik bakış açısı geliştiriyoruz. Örneğin tarımsal uygulamalarda Türkiye’nin en eski ve büyük traktör üreticilerinden BAŞAK Traktör ile oluşturduğumuz birliktelik güçlü bir sinerji yaratıyor. Yine Türkiye’nin önemli personel yükseltici platform üreticilerinden ELS Lift ile iş güvenliği, malzeme elleçleme ve erişim montaj kombinasyonlarında ortak çözümler geliştiriyoruz.
.png)
İnşaat, tarım ve sanayi gibi sektörler bazında ön plana çıkan modelleriniz nelerdir?
MST Telehandler olarak pazara iki ana bakış açısıyla yaklaşıyoruz: İnşaat Uygulamaları (Construction) ve Tarım Uygulamaları (Agriculture). Tüm altyapımızı ve ürün çözümlerimizi de bu iki temel ayrım üzerine inşa ediyoruz. Hem özel sektrde hem kamu sektöründe; inşaat, tarım, hayvancılık, endüstri, çevre ve geri dönüşüm, madencilik ve enerji gibi birçok alanda ihtiyaçlara uygun geniş bir ürün gamı sunuyoruz.
• Tarım uygulamalarında, manevra kabiliyeti, yüksek kapasite, hızlı çevrim ve verimlilik öne çıkıyor. Bu alanda dayanıklılık, sadelik ve operatör konforunu merkeze alan tasarım anlayışımız dikkat çekiyor. Mekanik şanzımanlı modellerimiz MP 7.42, MP 8.42, MP 9.42, hidrostatik transmisyon tarafında ise MH 7.35 ve MH 9.40 modellerimiz öne çıkıyor. Tek iç uzar bom teknolojisi sayesinde hem tarla uygulamalarında hem de depo ve fabrika içi yoğun kullanımlarda üstün performans sağlıyorlar.
• Endüstriyel uygulamalarda, ihtiyaca göre özelleştirilmiş güvenlik önlemleri ve opsiyonlarla çözümler geliştiriyoruz. Bu alanda 7 ve 9 metre modeller temel kullanım alanlarını oluştururken, MP 14.42 ve MH 13.35 modellerimiz özel ihtiyaçlara yanıt veriyor.
• İnşaat sektöründe, MP 18.42 modelimiz özellikle son 3 yılda hem kiralama firmaları hem de müteahhitler için en çok tercih edilen model haline geldi. Onu, yol, tünel, köprü ve metro projelerinde öne çıkan MP 14.42 modeliyle tamamlıyoruz.
• Ayrıca madencilik, enerji, kamu, havacılık ve savunma sanayii uygulamalarına da büyük önem veriyoruz. Kısacası, MST’nin ürün gamında her sektörün ihtiyacına uygun bir Telehandler modeli mevcut. Burada önemli olan, yapılacak işe en uygun makinayı seçmek.
MST Telehandler’ların öne çıkan güvenlik ve operatör konforu özellikleri nelerdir?
Güvenlik bizim için en temel öncelik. Tüm kabinlerimiz ROPS/FOPS güvenlik sertifikalı ayrıca tüm MST Telehandler modellerinde LLMI (yük denge göstergesi) sistemi, acil stop butonu, emniyet kemeri ve yağ banyolu disk frenler standart olarak geliyor.
Operatör konforu tarafında ise kabinlerimizi tamamen kullanıcı odaklı tasarladık. Panoramik görüş sağlayan geniş yan ve üst cam yüzeyler, ergonomik koltuklar, ağır hizmet tipi telefon tutacağı, dijital gösterge ekranları, güçlü klima sistemi, klima destekli soğutma dolabı, USB ve 12V girişleri standart hale geldi.
Hassas bom kontrolü için pistonlu pompanın yanında akış paylaşımlı valf sistemi ve oransal kontrollü gelişmiş 7 in 1 tip tekli joystick standart olarak sunuluyor. Bu sayede operatör, yükleme ve konumlandırma işlemlerinin yanında hız ve vites kontrolünü de tek elden milimetrik doğrulukla gerçekleştirebiliyor. Joystick üzerinden ileri – geri yön kontrolü ve parmak ucuyla vites yükseltme - düşürme(+/-) özelliği sayesinde daha güvenli, daha konforlu ve ergonomik bir çalışmaya olanak tanıyor.
.png)
MST Telehandler modellerini diğer markalardan ayıran temel mühendislik ve teknolojik farklar nelerdir?
7–9 metre grubunda öne çıkan tek iç uzar bomlu tasarım, dayanıklılık ve bakım kolaylığı sağlıyor. Yüke duyarlı pistonlu pompa, güç ve yakıt verimliliğini birleştiriyor. 14–18 metre grubunda ise tek piston ittirmeli zincir entegrasyonlu çalışma prensibi, parmak ucuyla kontrol edilebilen vites ve şanzıman teknolojisi ve LSD tip patinaj önleyici aks yapısı fark yaratıyor. MST, sektördeki en önemli komponent üreticileriyle çalışıyor ve kaynaklı imalat alanındaki bilgi birikimini modern elektronik sistemlerle birleştirerek fark yaratıyor.
Yerli üretim Telehandler’ların Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yerli üretim bizim için bir tercih değil, stratejik bir sorumluluk. Türkiye’de ilk ve tek yerli Telehandler üreticisi olmak bize büyük bir gurur veriyor. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sami Konukoğlu’nun vizyonuyla şekillenen grubumuzun temel misyonu, ithal edilen her makinaya yerli bir alternatif üretmek. Biz de MST olarak bu vizyon doğrultusunda hareket ediyor, ülkemizin iş makinaları sektöründe güçlü bir yerli oyuncu olarak konumlanıyoruz. Bu sadece üretim değil, aynı zamanda ülkemize katma değer yaratma ve dışa bağımlılığı azaltma sorumluluğu anlamına geliyor.
Önümüzdeki dönemde Telehandler ürün grubuyla ilgili ne tür AR-GE veya üretim yatırımlarınız olacak?
Sektörlerin farklı ihtiyaçlarına yönelik yeni model çalışmalarımız devam ediyor. Dijitalleşmeye, teknolojiye, gelişmelere ve yeniliklere, çağın öngörebildiğimiz geleceğine yönelik ciddi yatırımlar yapıyoruz. Yakıt izleme, uzaktan izleme ve kontrol, filo yönetimi ve akıllı bakım çözümleri önümüzdeki dönemde ön plana çıkacak konular.
Operatörlerden gelen geri bildirimler ürün geliştirme sürecinize nasıl yansıyor?
Operatörler bizim en önemli paydaşımız. Ben de uzun yıllardır sahada vakit geçiren biri olarak, operatörlerin çalışma koşullarını ve iş süreçlerini yakından gözlemledim. Kabin tasarımından joystick hassasiyetine kadar birçok geliştirmeyi onların geri bildirimleriyle yaptık. Masa başında değil, sahada kullanıcılarla iletişim halinde çalışıyoruz. Bu sayede makinalarımızı daha kaliteli, konforlu ve güvenli hale getiriyoruz.
MST Telehandler kullanıcıları için satış sonrası hizmetler nasıl organize edildi? Satış sonrası hizmetler konusunda müşterilerinize nasıl bir destek sunuyorsunuz?
Türkiye genelinde 60 yetkili servis ve 20 tam donanımlı mobil servis aracımız bulunuyor. Yedek parça erişimini hızlandırmak için ciddi lojistik ve depo yatırımları yaptık. Müşterilerimizin yanında sadece satışta değil, makinanın tüm ömrü boyunca yer alıyor ve yakın temasta kalabilmek için sürekli yenilikler ilave etmeyi hedefliyoruz.
Son olarak MST İş Makinaları olarak sektör profesyonellerine ve kullanıcılarına vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
MST olarak amacımız yalnızca makina üretmek değil; kullanıcılarımızın işini kolaylaştırmak, onlara güvenilir ve sürdürülebilir çözümler sunmak. Telehandler ürün grubunda da aynı anlayışla hareket ediyoruz. Yerli mühendislik gücümüzü global vizyonla birleştirerek Türkiye’de ve dünyada sahaya taşıyoruz.
Bizim için en büyük motivasyon, kullanıcılarımızın işlerini daha verimli ve güvenli yapabilmeleri. Bugün olduğu gibi gelecekte de sektör profesyonellerinin yanında olmaya devam edeceğiz.
