Forum Makina

İsveç’te, Volvo İş Makineleri’nin doğduğu yer olan Eskilstuna kentinde, Haziran ayı içerisinde düzenlenen geleneksel ‘Volvo Days’ organizasyonunda bu yıl ürün gamına yeni katılan büyük kamyonlar, ekskavatörler ve lastikli yükleyiciler ön plandaydı. İlk kez tanıtılan birçok modelin yanı sıra; üretkenlik, maliyetler, güvenlik ve çevre adına kullanıcılara avantaj sağlayan yeni hizmetler ve geleceğin şantiyelerine dair ön çalışmalar da davetlilerle paylaşıldı.

Organizasyonun, EMEA (Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) bölge ülkelerinin basın mensuplarına yönelik olarak düzenlenen adımına katılarak Volvo’daki yenilikleri ilk ağızlardan dinledik ve yeni makineleri test etme imkânı bulduk.

İsveç’in başkenti Stockholm’un 100 kilometre batısında bulunan Eskilstuna, 1976’dan bu yana Volvo İş Makineleri’nin dünya genelindeki müşterileriyle bir araya gelerek yeni ürün ve teknolojilerini tanıttığı ‘Volvo Days’ organizasyonlarına ev sahipliği yapıyor. 1832’de Volvo İş Makineleri hikayesinin başladığı yer olan Eskilstuna’da günümüzde Volvo’nun bir üretim tesisi ile birlikte teknoloji merkezi ve EMEA bölgesi yönetim ofisi var. Şehir genelinde toplam yaklaşık 1.900 Volvo çalışanı bulunuyor. 1975’te kurulan üretim tesisinde, lastikli yükleyiciler ve belden kırma kamyonlar için yılda ortalama 37.000 adet şanzıman ve aks üretimi yapılıyor. Teknoloji merkezinde ise aks, şanzıman, kabin ve elektronik ünitelerle birlikte lastikli yükleyicilerin tasarım, ürün geliştirme ve test çalışmaları gerçekleştiriliyor.

72 araçla muhteşem bir görsel şov

Bu yıl dünya genelinden gelen toplam 7.000’i aşkın makine sahibi ve bayi yetkilisinin dönüşümlü olarak katılması beklenen 3 haftalık organizasyonda 61 adet Volvo iş makinesi ve 11 Volvo kamyon canlı gösteriler ve bire bir kullanımı imkânı sağlanarak sergilendi. Bunlar arasında Volvo’nun Terex’i kamyon birimin satın almasından sonra kendi renkleriyle bu yıl içerisinde pazara sunduğu yeni kaya kamyonu serisinin R100E ve R70D modelleri, 95 ton çalışma ağırlığına sahip Volvo’nun yeni en büyük ekskavatörü EC950EL, yine Volvo’nun en büyük lastikli yükleyicisi yeni L350H ve en büyük belden kırma kamyonu A60H en çok dikkat çeken modeller oldu.

Volvo kamyonlarda ise inşaat sektörünün yakından bildiği, Türkiye’nin büyük şantiyelerinde de yoğun olarak kullanılan FMX serisinin 8x4 ve 10x4 modelleriyle birlikte FH serisinin 6x4 ve 8x4 modelleri farklı üstyapı uygulamalarıyla gözler önüne serildi.

Yeni Başkan sahaya R100E ile indi

1 Ocak 2018 tarihi itibarı ile Volvo İş Makineleri’nin yeni Başkanı olarak atanan Melker Jernberg, düzenlenen makine gösterisinde sahaya yeni R100E kaya kamyonunu kullanarak; hatta profesyonel sürücüleri dahi zorlayacak, oldukça dar bir geçidin altından geçerek indi. Organizasyon esnasında samimi ve nüktedan kişilikleri ile dikkat çeken Başkan Melker Jernberg ve EMEA Bölgesi Başkanı Carl Slotte ile bir araya gelerek küresel stratejileri, yeni teknolojilere olan yatırımları ve Türkiye hakkında bilgi ve görüşlerini aldık.

Volvo Group gibi köklü ve güçlü bir küresel yapının parçası olmanın kendileri açısından önemli bir sinerji yarattığını, sektörde kamyon ve iş makinelerini bir arada üreten tek şirket olduklarını vurgulayan Jernberg, böylece müşterileri için daha kapsamlı ve avantajlı çözümler geliştirebildiklerini ifade etti.

Melker Jenberg, müşterileri, ortakları, çalışanları ve çevre için daha sürdürülebilir bir büyümeye odaklandıklarını belirterek, “Güçlü bir teknolojik birikime, finansmana ve Ar-Ge ekibine sahip bir firma olarak yeni teknolojiler geliştirme konusunda sektörde oldukça iyi bir durumdayız. 50’den fazla ülkedeki Ar-Ge merkezlerinde 10.000’i aşkın mühendisimiz çalışıyor. Gerek bugünün gerekse yarının teknolojilerine büyük yatırımlar yapıyoruz.” dedi.

Bugün dünya genelinde çalışan 700.000 adedi aşkın Volvo kamyon ve iş makinesinin yaklaşık 170.000’inin iş makinesi olduğunu açıklayan Jernberg, etkinlik esnasında tanıttıkları yeni makinelerle de müşterilerine verimlilik, maliyet, güvenlik ve çevre hassasiyeti anlamında önemli katkılar sağladıklarını ifade etti.

Sadece 2 operatörle çalışan bir taş ocağı

Geleceğe yönelik çalışmalarını otonomi (automation), elektrikli tahrik (electromobility) ve bağlanabilirlik (connectivity) başlıkları altında sürdüren Volvo İş Makineleri, bu alandaki araştırmalarını İsveç Enerji Ajansı, İsveçli inşaat firması Skanska ve 2 üniversite ile birlikte sürdürdüğü ‘The Electric Site’ projesi ile bir bütün olarak test ediyor.

Proje kapsamında oluşturulan simülasyonla 1 adet dizel hibrit lastikli yükleyici, 1 adet ekskavatör, 1 adet kırıcı ve 8 adet tam otonom elektrikli kamyon ile bir taş ocağının sadece 2 operatörle çok daha ekonomik, verimli ve güvenli şekilde işletilebilmesi hedefleniyor. Böylece araçların toplam sahip olma maliyetlerinde yüzde 25’e, karbondioksit salınımında ise yüzde 95’e varan oranda azalma sağlanacağı öngörülüyor. Projenin 2018’in sonlarında, Skanska firmasının İsveç’in batısındaki bir taş ocağında gerçekleştirilecek 10 haftalık bir saha çalışmasıyla gerçek hayata tam olarak uyarlanması planlanıyor.

Akıllı zekâ ile şantiyeler çok daha güvenli olacak

Volvo İş Makineleri, taşımacılık altyapısı inşası ve bakımı alanında faaliyet gösteren Colas firması ile şantiye güvenliğini geliştirmek üzere ortak bir araştırma projesi üzerinde çalışıyor.

Safer @ Work adlı bu araştırma projesinin bir parçası olarak Volvo kısa süre önce Colas’ın İsviçre’deki bir asfalt ve bir taş ocağı şantiyesinde insan tespit sistemini test etti. Akıllı zekâ (AI) kullanan sistem, makinenin yakınında bir kişi tespit edildiğinde operatörü ve çevredekileri çeşitli araçlarla uyarıyor.

Yapay zeka algoritmaları üzerinde uzun süredir çalışan Volvo mühendislerinin 2016’dan bu yana devam eden Safer @ Work projesi ile bunu daha da geliştirme fırsatı bulduğu belirtiliyor. Son olarak 27 Mart’ta EW160E lastikli ekskavatör ve L220H lastikli yükleyiciyle gerçekleştirilen testlerin oldukça başarılı olduğu, sistemin ticari olarak uygulanabilir hale gelmesine oldukça yaklaşıldığı belirtildi.

Büyük yükleyicilerde EMEA’nın en büyük pazarı Türkiye

Volvo İş Makineleri EMEA Bölgesi Başkanı Carl Slotte, Türkiye’nin özellikle madencilik ve inşaat sektörleri kapsamında kendileri açısından çok önemli olduğunu belirterek, “Türkiye makineler açısından birçok zorlu uygulamanın olduğu bir ülke. Bunlar arasında mermer sektörünün ayrı bir yeri var. Yüksek mermer üretim hacmiyle Türkiye, L220-L350 modellerimizden oluşan 30-50 ton lastikli yükleyici sınıfında Volvo EMEA bölgesinin en büyük pazarı konumunda bulunuyor. Ayrıca devam eden büyük inşaat projelerinde çok sayıda ağır tonajlı ekskavatörümüz de çalışıyor.” dedi.

EC750E ve L350H gibi Volvo Days organizasyonunda sergilenen yeni büyük ölçekli Volvo iş makinelerinin daha şimdiden Türkiye’deki şantiyelere indiğini ifade eden Carl Slotte, Volvo’nun en büyük kaya kamyonları R100E ve R70D’nin de Türkiye’deki madenlerde kısa zamanda yerini alması temennisini dile getirdi.

Slotte, Volvo’nun halihazırdaki en büyük paletli ekskavatörü olan 95 tonluk yeni EC950E’nin de henüz sadece düşük emisyon standartlarının uygulandığı ülkelerde pazara sunulduğunu, kısa bir süre sonra Avrupa ile birlikte Türkiye’de de satışlarının başlayacağını kaydetti.

Volvo’nun Türkiye’de müşterilerine ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sağlamaya odaklandığını belirten Volvo EMEA Başkanı Carl Slotte, Volvo Group bünyesindeki SDLG markasıyla da Türkiye’de başarılı satış rakamlarına imza attıklarını sözlerine ekledi.

Volvo’dan fark yaratan yeni hizmetler

Müşterilerinin makinelerinden daha yüksek verimlilik sağlayabilmelerine odaklanan Volvo İş Makineleri, bu amaçla geliştirdiği bazı yeni hizmetleri de etkinlikte bizlerle paylaştı.

Bu hizmetler 2 temel hedef altında toplanıyor: Toplam sahip olma maliyetlerini azaltmak ve makinelerin işte kalma sürelerini uzatmak

Toplam sahip olma maliyeti nasıl düşülebilir?

Volvo İş Makineleri EMEA Bölgesi Uygulama Mühendisi Stefan Pettersson, “Uydu bağlantı sistemleri aracılığıyla terabaytlarca veri makinelerden sunuculara aktarılıyor. Ancak, müşteriler bu verilere göre, faaliyetlerinin verimliliğini ve karlılığı geliştirmek için ne yapmaları gerektiğini tam olarak bilmiyor. Biz, müşterilerimize bu konuda yardımcı olabilecek çeşitli yeni araçlar geliştirdik.” dedi.

•    Analiz Raporları

‘Volvo Insight Reports’ olarak adlandırılan bu raporlar, müşterilerin karmaşık verileri kendi başlarına yorumlama ihtiyacını ortadan kaldırıyor ve ister bireysel makineler veya tüm filo bazında derlenebiliyor.
Pettersson, “Örneğin bir rapor, müşterinin maliyetlerini oldukça artıran yüksek rölanti veya bekleme süresine sahip olduğunu gösteriyorsa, bu ya doğru makinelere sahip olmadıklarının ya da doğru şekilde kullanılmadığının göstergesidir. Bu gibi durumlarda Volvo SiteSim ve simülatör tabanlı operatör eğitimini kullanarak daha detaylı analiz ve somut iyileştirmeler sağlayabiliyoruz.” dedi.

•    Drone kullanımıyla 3D saha simülasyonları

Volvo bu yıl içerisinde saha simülasyon programı SiteSim'i birçok yeni özellikle güncelledi. Yeni programdaki en dikkat çekici yenilik ise drone kullanarak çekilen 3D saha fotoğraflarının programa yüklenebilmesi oldu. Ayrıca, önceki versiyonda bir defada sadece bir işin simülasyonuna olanak veren program artık aynı sahada birkaç farklı işte çalışabiliyor.

SiteSim programı, mümkün olan en düşük toplam sahip olma maliyetine ulaşmak için ideal bir saha kurulumu hesaplıyor. Bir Volvo danışma bu program sayesinde malzemenin türünü, yükleme mesafesinden boşaltma noktasına olan mesafeyi ve sitenin topografyasını girerek ideal makine sayısını ve kapasitesini, saat başına üretim ve ton başına maliyeti baz alarak operatörlerin kullanması gereken ideal rotayı önerebiliyor. Program, bir yıllık bir operasyona kadar simülasyonları çalıştırabiliyor.

Bu gibi saha çalışmalarının zaten madencilik sektöründe düzenli olarak gerçekleştirildiğini, bununla birlikte Volvo İş Makineleri’nin ise küçük ve orta ölçekli sahalar için kapsamlı simülasyonlar sunma anlamında üstün olduğunu belirten Pettersson, “Artık bir müşterinin sitenin 3D görüntülerini programa girebilmemiz ve birden fazla işi simüle edebilmemiz çok heyecan verici” dedi.

•    Gerçekçi simülatör eğitimleri

2011’den bu yana müşterilerine lastikli yükleyici, belden kırma kamyon ve ekskavatör simülatörleri sunan Volvo İş Makineleri, 2018 yılından itibaren müşterilerinin 3 boyutlu şantiye görüntülerini de simülatörlere yükleyebilme olanağı sağladı.

Müşterilerin Volvo simülatörleri bayilerinden satın alabileceklerini veya kiralayabileceklerini belirten Pettersson, “Fantezi bir şey gibi geliyor ama gerçek! Operatörler, kendi şantiyelerindeki belli görev ve rotaları simülatörde tecrübe ederek becerilerini geliştirebilecekler ve gerçek hayatta daha verimli olabilecekler. Ayrıca, bu operatörler eğitimleri için çok uygun maliyetli bir yol.” dedi.

Makinelerin aktif olarak işte kalma süreleri nasıl artırılabilir?

Alınan iş makineleri ne kadar sağlam olursa olsun ve ne kadar doğru kullanılırsa kullanılsın, elbet bir gün teknik bir arıza yaşanacaktır. “Sadece çalışan makine para kazandırır” gerçeğinden yola çıkan Volvo İş Makineleri, arıza çözüm sürelerini kısaltmak üzere servis teknisyenlerine daha verimli bilgi ve destek sunacak ortak süreçleri ve sistemleri geliştirmek için bayileriyle yakın işbirliği içinde çalışmalar sürdürüyor.
En temel önceliklerinin makinelerin işte kalma süresini uzatmak olduğunu vurgulayan EMEA Bölgesi Ürün Destek Direktörü Aram Mahmoud, “Günümüzün zorlu iş ortamında, müşterilerimize en iyi hizmeti sunabilmek için Volvo ve bayilerimiz olarak ortak yaklaşımlarımızı daha da güçlendirmek zorundayız.“ dedi.

Bu sene içerisinde Volvo İş Makineleri, mekaniklerin doğru bilgiye hızla ulaşmasını ve ihtiyaç duyduklarında onlara destek verilmesini sağlamak için iki özel proje başlattı: İlk seferde tamir etme ve tek iletişim platformu

•    İlk seferde tamir etme

Bu programla bir sorunun temel nedeninin olabildiğince erken ve hızlı şekilde teşhis edilmesi amaçlanıyor. Halihazırda Volvo İş Makineleri ile Hollanda bayisi SMT’nin sürdürdüğü pilot çalışmaların kısa sürede diğer bayilere de yaygınlaştırılacağı belirtildi.

Volvo ve SMT tarafından, müşterileriyle etkileşimde bulunanların, neyin yanlış gittiğini ve düzeltmek için doğru eylem sürecini anlamak için gereken tüm ayrıntıları almasını garanti altına almak amacıyla kapsamlı bir soru dizisinden oluşan bir teşhis rehberi hazırlanıyor.

Aram Mahmoud, “İlk seferde tamir (First Time Fix) ile bayilerimizin sorunları hemen tespit etmelerini, doğru yedek parça ve araçlarla birlikte müşteriyi sadece bir kez ziyaret ederek sorunu çözebilmelerini hedefliyoruz.” dedi.

•    Tek iletişim platformu

Üzerinde çalışılan tek iletişim platformu ile bayi ve Volvo teknik ekipleri arasında karşılıklı olarak daha hızlı ve doğru bilgi akışı sağlanması hedefleniyor. Bir makine aksamı bozulduğunda ve sahadaki bayi teknisyeninin bunu kendi başına çözmesi için çok karmaşık olması durumunda, konuyu telefonundaki bir uygulama üzerinden tanımlaması sağlanıyor. Fotoğrafları sisteme yüklüyor ve konuyu ayrıntılı şekilde yazıyor. Bu bilgiler önce bayi merkezindeki teknik ekibe gidiyor. Sorun bayide çözülemezse, aynı sistem üzerinden Volvo'daki ilgili ürün uzmanına iletiliyor.

Bu platformla birlikte sistemdeki olası bilgi kayıplarının önlendiğini belirten Aram Mahmoud, Volvo ile bayiler arasındaki problem çözme sürecinde daha fazla şeffaflık sağladığı gibi tüm vakaların çözüm süreçlerini de merkezden takip edebildiklerini ifade etti.

11 Haziran’da pilot çalışmaları başlayan ve halihazırda eğitimleri devam eden platformun Eylül ayı sonunda tüm EMEA bölgesi bayilerine açılacağı belirtiliyor.

Aram Mahmoud, EMEA bölgesinde uydu takip sistemleri üzerinden bağlı olan çok sayıdaki Volvo iş makinesinden gelen verilerin işte kalma süresini artırma çalışmalarında önemli katkılar sağlayacağını sözlerine ekledi.