
MST, YENİ NESİL EKSKAVATÖR MODELLERİYLE SAHADA GÜCÜNÜ GÖSTERİYOR |
|
MST, YENİ NESİL EKSKAVATÖR MODELLERİYLE SAHADA GÜCÜNÜ GÖSTERİYOR
Türkiye iş makinaları sektörünün yerli üretim gücü MST, kazıcı yükleyici ve teleskobik forklift alanlarında elde ettiği başarıyı ekskavatör segmentine de taşıyor. Uluslararası markalarla rekabet eden MST, AR-GE yatırımları, yerli üretim gücü ve satış sonrası hizmetleriyle sektörde kalıcı bir yer edinmeyi hedefliyor.
Biz de MST İş Makinaları Genel Müdürü Aydın Karlı ile firmanın vizyonunu, ekskavatör ürün grubundaki çalışmalarını ve sektörün geleceğine dair öngörülerini konuştuk.
.png)
MST İş Makinaları olarak firmanızın genel vizyonunu ve sektördeki konumunuzu nasıl tanımlarsınız?
Vizyonumuzu, Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sami Konukoğlu’nun çizdiği doğrultuda, “İş makinaları sektöründe uluslararası marka olmak” şeklinde tanımlıyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana bu doğrultuda stratejiler geliştiriyor ve adımlar atıyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz alanda çok güçlü uluslararası markalarla rekabet ediyoruz. Türkiye iç pazarında elde ettiğimiz büyümeyi küresel pazarlara taşıyarak, kısa sürede kazıcı yükleyici ve teleskobik forklift ürün gruplarında söz sahibi bir marka konumuna geldik.
Şimdi aynı ivmeyi ekskavatör ürün grubunda yakalamayı hedefliyoruz. Bugün yurt içinde tüm ürün gruplarında müşterilerin aklına gelen ilk markalardan biriyiz ve pazardaki etkinliğimizi her geçen gün arttırmaya devam ediyoruz. İlerleyen dönemde yenilikçi ürünlerimiz ve hizmetlerimizle bu konumumuzu daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz.
38 ton sınıfındaki MST 380 LCHD geliyor!
Ekskavatör ürün grubunuz, MST’nin ürün portföyünde nasıl bir yer tutuyor?
Paletli ekskavatör modellerimiz, MST ürün portföyü içinde stratejik öneme sahip. 2017’de pazara sunduğumuz günden bu yana çok sayıda makinamız, Türkiye’nin dört bir yanında zorlu sahalarda operatörlerin ve makina sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap veriyor. Pazara girmeden önce beş yıllık AR-GE süreci yürüttük ve saha ihtiyaçlarını çok iyi analiz ettik.
Şu anda 22 ve 30 ton sınıfında modellerimiz bulunuyor. Yakında yeni modelimiz 38 ton sınıfındaki MST 380 LCHD’yi de ürün gamımıza eklenmiş olacak. Böylece özellikle taş ve maden ocaklarında paydaşlarımıza güçlü bir alternatif sunacağız.
.png)
MST ekskavatörlerini diğer markalardan ayıran temel mühendislik ve teknolojik farklar nelerdir?
Ekskavatör ürün ailemizi tasarlarken dört ana öncelik belirledik. İlk olarak, küresel ölçekte kabul görmüş ana komponentlerle güvenilir bir ürün konfigürasyonu oluşturduk ve pazar ihtiyaçları doğrultusunda tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Motor tarafında iş makinası uygulamaları için geliştirilmiş Deutz motorlarını kullanıyoruz; düşük yakıt tüketimini yüksek güç ve tork değerleriyle desteklerken uzun ömürlü bir kullanım sunuyor. Hidrolik sistem, makinanın tüm fonksiyonlarını mümkün kılan kritik altyapıdır; bu alanda hidrolik pompa için Kawasaki, ana kumanda valfi için ise sektörün prestijli markalarından Kayaba (KYB) ile çalışıyoruz.
İkinci olarak, tüm bu komponentlerin kusursuz uyumu için güncel teknolojilere uygun bir yazılım katmanı gerekiyor; bu yazılımları MST olarak kendi bünyemizde geliştiriyor ve uyguluyoruz.
MST marka makinalar sahada en ağır işlerin üstesinden gelmesi ve bunu yaparken sağlam, güvenilir ve güçlü yapısıyla öne çıkmasıyla bilinir. Bu nedenle kullanılan çelik, hammadde ve diğer malzemeler yüksek dayanıklılık ilkesine göre titizlikle seçilerek üretim hattına alınıyor.
Son olarak operatör konforu ve güvenliği özel önem verdiğimiz bir konu. ROPS/FOPS sertifikalı, güvenli, sağlam ve ergonomik yeni nesil operatör kabinimiz ile pazarda rakiplerimizden ayrışmayı hedefliyoruz.
.png)
“Yeni nesil operatör kabini tasarımını da tamamen iç kaynaklarımızla geliştirdik”
Son dönemde geliştirdiğiniz veya piyasaya sürdüğünüz yeni ekskavatör modellerinden bahseder misiniz?
2017’den bu yana pazarda bulunan M220 LC ve M300 LC modellerimizi 2024 yılı başında tamamen yeniledik. Stage V motor geçişiyle birlikte daha elektronik bir mimariye uygun, güncel bir tasarım altyapısı oluşturduk. Operatör konforu ve güvenliğini artırmak için yeni nesil operatör kabini tasarımını da tamamen iç kaynaklarımızla geliştirdik. Ayrıca yeni ağır hizmet tipi ekskavatörümüz MST 380 LCHD modelimizin AR-GE ve üretim altyapısı çalışmalarını tamamladık; saha testlerinde kayda değer ilerlemeler kaydettik.
Sürdürülebilirlik ve çevreci teknolojiler açısından ekskavatörlerinizde ne tür yenilikler bulunuyor?
Stage V motorlarla birlikte, iş makinalarının çalışma sırasında ortaya çıkan zararlı gaz emisyonlarının düşürülmesine yönelik mevzuata uyum sağladık. 2023 ortasından itibaren Türkiye’de sattığımız tüm makinalarda bu motorları kullanıyoruz. AR-GE çalışmalarımızın sonucu olarak daha az yakıt tüketen, daha çevreci makinalara evrildi. Gaziantep’teki son teknoloji üretim tesisimizin çatısını güneş panelleriyle kaplayarak kendi enerjisinin önemli kısmını üreten, karbon ayak izi düşük bir fabrika yapısına kavuştuk.
“MST olarak kullanıcılara ve makina sahiplerine kapsamlı bir iş ortaklığı modeli sunuyoruz”
Türkiye’deki ekskavatör kullanıcılarının beklentileri doğrultusunda ürünlerinizde nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Türkiye, ekskavatör segmentinde yoğun rekabetin yaşandığı bir pazar. Özellikle Uzak Doğu’daki inşaat krizinin ardından büyük firmaların ihracat odaklı stratejileri Türkiye pazarındaki dengelerini etkiledi. MST olarak kullanıcılara ve makina sahiplerine yalnızca bir makina değil, kapsamlı bir iş ortaklığı modeli sunuyoruz. Servis, yedek parça, ikinci el ve pazarlama gibi alanlarda yanlarında olarak rekabet üstünlüklerini sürdürmelerine yardımcı oluyoruz.
.png)
İhracat pazarında MST ekskavatörlerine olan talep ne düzeyde? Hangi bölgelerde öne çıkıyorsunuz?
MST, kazıcı yükleyici ve teleskobik forklift ürün gruplarında ihracat pazarlarında güçlü bir bilinirliğe ve pazar payına sahip. Ekskavatör tarafında ise ihracat pazarlarına yeni açılıyoruz. Bölgesel ve ülkesel düzeyde yaptığımız pazar analizleri doğrultusunda hedef pazarlarda bayilik yapılanmalarımızı oluşturuyoruz. Düzenli katılımcısı olduğumuz BAUMA fuarında yeni makinalarımız yoğun ilgi gördü; bu geri bildirim bizi çok memnun etti.
Satış sonrası hizmetler konusunda müşterilerinize nasıl bir destek sunuyorsunuz?
Türkiye genelinde 57 noktada tam teşekküllü yetkili servisimiz ve yaklaşık 20 mobil servis aracımızla hızlı ve sorunsuz hizmet vermeye odaklanıyoruz. Bizim işimizde satış sonrası süreçlerde en önemli kriter; sahaya hızlı, doğru ve kesintisiz yanıt verebilmek. Çağrı merkezimize gelen servis taleplerini en yakın yetkili servise anında iletiyor ve aynı gün içinde mutlaka dönüş yapılmasını sağlıyoruz. İlk seferde doğru teşhis ve uygulama için servis ve teknik personelimize düzenli eğitim programları yürütüyoruz.
MST olarak yerli üretim konusunda nasıl bir misyon üstleniyorsunuz? Ekskavatör grubunda yerlilik oranınız nedir?
Ekskavatör ürün grubumuzda yerlilik oranımız yaklaşık %60 seviyesinde ve bu oranı sürekli artırıyoruz. Yurt içinde üretebileceğimiz her bileşeni burada üretmeye ve ülkemize katma değer sağlamaya odaklanıyoruz.
Yerli üretim ekskavatörlerin Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekskavatör tarafında ithal ağırlıklı bir pazar yapısı bulunuyor. Bu durum doğal olarak dış ticaret açığını artırıyor. Bizim ürettiğimiz ve satışını gerçekleştirdiğimiz her makina, bu açığın kapanmasına doğrudan katkı sağlıyor.
“Uzun vadede elektrikli ve hibrit makinaların sektörün kalıcı bir parçası olacağına inanıyoruz”
Elektrikli ya da hibrit ekskavatör gibi alternatif tahrik sistemlerine yönelik çalışmalarınız var mı?
Elektrikli ve hibrit makinalar son dönemde pazarda ve fuarlarda daha görünür hale geldi. Biz de bu alanda AR-GE çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İşin doğası gereği otomotiv sektöründeki dönüşüm oldukça hızlı ama iş makinalarında süreç daha yavaş ilerliyor. Ancak uzun vadede elektrikli ve hibrit makinaların sektörün kalıcı bir parçası olacağına inanıyoruz.
.jpg)
İnşaat ve iş makinaları sektöründe ekskavatörlerin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ekskavatör ve lastikli yükleyiciler, iş makinaları sektörünün lokomotifi konumunda ve bu durumun kısa ve uzun vadede güçlenerek devam edeceğini öngörüyoruz. Bu makinalar, inşaat sahalarının ve toprak kazı uygulamalarının vazgeçilmez oyuncularıdır.
Önümüzdeki 5 yıl içinde ekskavatör teknolojilerinde ne tür değişim ve dönüşümler bekliyorsunuz?
Paletli ekskavatörler inşaat, madencilik ve altyapı gibi birçok sektörde kritik görevler üstleniyor. Geçmişte mekanik dayanıklılık ve hidrolik sistemlerde yapılan iyileştirmelere ek olarak, son yıllarda dijitalleşme ve çevreci teknolojiler ön plana çıktı.
Önümüzdeki dönemde ise enerji verimliliğini artıran elektrikli ve hibrit sistemler üzerindeki çalışmaların ivmelenmesini, operatör verimliliğini destekleyen kabin içi teknolojilerin gelişmesini ve dijitalleşme ile büyük veri analitiği sayesinde makina sağlığı, filo yönetimi ve bakım süreçlerinin daha da optimize edilmesini bekliyoruz.
“MST İş Makinaları olarak bu topraklarda AR-GE ve üretim yapıyoruz”
Son olarak MST İş Makinaları olarak sektör profesyonellerine ve kullanıcılarına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
MST İş Makinaları olarak bu topraklarda AR-GE ve üretim yapıyoruz. Tüm çalışmalarımızın hedefi; ülkemize, sektöre ve tüm paydaşlarımıza karşılıklı kazanım sağlayan bir iş modeli sunmak.
