
Türkiye’nin en büyük camisine TeknoVinç’ten özel mühendislik çözümleri |
|
Büyük Çamlıca’da yükselen ve yapımına 2013 yılında başlanan Çamlıca Tepesi Cami, tamamlandığında Cumhuriyet tarihinde inşa edilmiş Türkiye’nin en büyük camisi unvanına sahip olacak. Bir caminin dışında Osmanlı sanatları atölyesi, konferans salonu, müze gibi kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapacak olan projede TeknoVinç, 7 adet Potain marka kule vinçle yer alıyor.
Kule vinçler, toplamda 6 minareli olacak şekilde planlanan caminin minarelerine bağlanarak ve yaklaşık 140 metre yüksekliğe çıkarak bir ilke imza atıldı. Bağlantı noktaları konusunda projenin özelliği sebebiyle farklı bir mühendislik çalışması yapılarak kule vinçler minarelere 40 metrede bir bağlandı. Çamlıca Tepesi’nin aşırı güçlü rüzgârlara maruz kaldığı da dikkate alınarak kule vinçler güçlü dönüş sistemlerine uygun olarak seçildi.
Bundan önce Ataşehir’deki Mimar Sinan Camisi’nde Şantiye Şefi Yardımcılığı görevinde de bulunan ve Çamlıca Tepesi Cami projesinde Proje Müdürü Yardımcısı olarak görev alan İnşaat Mühendisi Kaya Duman’ın bu örnek proje ve TeknoVinç’in sunduğu mühendislik hizmetleri hakkında görüşlerine müracaat ettik.
Güryapı Taahhüt Proje Müdür Yardımcısı Kaya Duman
Böylesine örnek projelerde yer almak ciddi bir makine ekipman parkı gerektiriyor. Ne kadarlık bir makine ekipman parkına sahipsiniz?
Biz tüm projelerimizde kiralama yöntemini tercih ediyoruz. Şirket politikası gereği işletme maliyeti ve hareket kabiliyeti açısından kiralamanın daha uygun şartlara sahip olduğunu düşünüyoruz.
Buradaki projeye gelecek olursak, cami ne kadarlık bir alan üzerine kurulu olacak?
Arazideki parsel sınırımız 70 bin metrekare. 30 bin metrekaresinin üzerine cami yapılıyor. Geriye kalan 40 bin metrekarelik kısım ise peyzaj ve çevre düzenlemeye ayrılıyor. İnşaat alanı anlamında 4 kat bodrum katımız var. Üst katlarımızda cami ve avlunun oturduğu kısım 18 bin metrekarelik bir alan. Yaklaşık 315 bin metrekare civarında bir inşaat alanına sahibiz. Ayrıca proje içerisinde 1.000 kişilik bir konferans salonu, 11 bin metrekarelik bir müze, 2 katlı olmak üzere 10 bin metrekarelik bir sanat galerisi ve kütüphane, yaklaşık 400 metrekarelik unutulmaya yüz tutmuş sanatların canlandırılması için çalışacak atölyeler var. Aynı zamanda bir metro hattı ve karayolu tüneli için de çalışmalar yapılıyor. Burada sadece bir ibadet yeri değil, bir yaşam alanı oluşturuluyor.
Projenin bitişi için öngördüğünüz tarih nedir?
Cami projesi kapsamında kendi sorumlu olduğumuz alanların açılması için öngörülen tarih 1 Temmuz 2016. Proje, İstanbul’un en yüksek tepelerinden birinde gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla rüzgâr, yağmur, sis gibi zorlu hava koşullarından dolayı yaklaşık 120 günlük bir kaybımız oldu fakat biz bu tür zorluklarla baş edebilecek kapasitedeyiz.

Mühendislik açısından projenin en zorlayıcı kısımları neler?
Ciddi ebatlar ve kalınlıklar olduğu için en zorlayan kısım betonarme sistem. 34 metre çapında, 72 metre yüksekliğinde ana kubbemiz bulunuyor. Minareler ise yaklaşık 4,40 ve 4,25 metre çapında. Mühendislik anlamında bakıldığında ciddi bir hesap gerektiren yapılar. Taşıyıcı sistemimiz 4 adet fil ayağı dediğimiz büyük betonarme taşıyıcı elemanlar sayesinde ana kubbe, yarım kubbe gibi sistemin tamamını taşıyan elemanların üzerine oturtulmuş durumda. Alanların geniş olması pompayla dökümlerimizi zorlaştırıyor, o yüzden örümcek denilen dağıtıcılar, mobil pompa ve borulama sistemleriyle dökümlerimizi yapamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda proje kapsamında yer alan 4 adet 107,10 metre ve 2 adet 90,22 metre yüksekliğinde 6 adet minaremizin de kaba yapı ve ince yapı imalatlarında aynı şekilde zorluklar yaşadık fakat bulduğumuz mühendislik çözümlerimizle bu zorlukları rahat bir şekilde aşabildik.
Projede toplam kaç kalem iş makinesi kullanıldı/kullanılıyor?
Projenin başından bugüne kadar Potain marka 3 adet MCT 178, birer adet MC 235 B, MC 205 B, MD 208 A ve MCT 88 olmak üzere toplam 7 adet kule vinç kullanıldı. Bunlardan 3 adedi hizmet alanındaki imalatlar tamamlandığı için söküldü, 4’ü aktif olarak hizmet veriyor. Yaklaşık 30 bin metrekare yatay bir alanımız olduğu için kule vinçlerin kapasitesi, bom uzunlukları ve birbirleriyle olan mesafeleri konusunda ciddi bir çalışma yürütüldü. Bu çalışma 2 aydan fazla sürdü. Ayrıca mobil vinç, kazıcı yükleyici, mini yükleyici gibi makineler de kullanılıyor. Yapılan 800 bin metreküp hafriyat için de ortalama 300 adet kamyon ve 15 adede yakın ekskavatör çalıştı.

TeknoVinç ile daha önceki projelerde de çalışıyor muydunuz? Firmayla iş birliği yapma süreciniz nasıl gerçekleşti?
Kule vinç anlamında çalışmıyorduk fakat yine Tekno Şirketler Grubu’na ait Tekno Maccaferri ile Mimar Sinan Camisi’nde bir çalışmamız oldu. Kule vinç için proje özelinde bir piyasa araştırması yaptık ve sektör bilinirliğinden TeknoVinç’e ulaştık. Üst yönetime hız ve maliyet konusunda olumlu bir rapor verdik. TeknoVinç de hiçbir isteğimizi geri çevirmedi. Bizim için önemli olan da taleplere hızlı cevap verilmesi. Uygun ve mantıklı çözümler üretmek anlamında TeknoVinç, diğer firmaları geride bırakmayı başardı.
TeknoVinç, diğer firmalardan farklı olarak ne gibi çözümler sundu?
Proje kapsamında yapılan imalatların çok özel olmasından dolayı çok çeşitli imalat kalemi yer alıyor. Her inşaat kalemini bu vinçlerle yapmaya çalıştığımız için taş kaplamayı, kurşunu, minareyi, külâhı, alemi, rüzgârı düşünmelisiniz. Malzeme sevkiyatlarının tamamı vinçlerle sağlanıyor. Tüm vinçler kullanılarak optimum bir çözüme ulaşıyoruz. Vinçlerin seçilme aşamasında minarelere bağlanarak yükselmesi gibi özel bir durumumuz olduğu için çok hassas davranmak zorundaydık. Ayrıca minare, rüzgâr olmasa bile aktif olarak sürekli salınım yapan bir yapıya sahip. Böyle bir kritik ortamda imalat yapmaya çalışıyoruz. Vinçler, minare gibi bir yapıya bağlanarak ve 140 metre yüksekliğe çıkarak Türkiye’de bir rekora imza attı. Tüm bu çalışmaların mühendisliği üzerinde yaklaşık olarak 19 kez revizyon yaptık.

Ne anlamda revizyon bunlar?
Vinç kurulup imalat yönleri belirlendikten sonra hangi vincin ne kadar yükseleceğine ve birbirlerine çarpmamasına dair çalışmalar yaptık. Vinçlerin birinin yüksekte, birinin alçakta olması gerekiyordu. Aynı zamanda ihtiyaçlarımızı da karşılaması gerekiyordu. Dolayısıyla TeknoVinç yetkilileriyle birlikte çalışmalar yaparak makine tercihlerinde çokça değişiklikler yaptık ve üst üste yaklaşık 19 adet revizyon gerçekleştirdik. Örneğin bir minare kalıbı yüzünden 6 adet vincin gün içinde 3 kere yüksekliğini değiştirmek zorunda kaldığımız oldu. Bunun yanı sıra minarelerde şerefe dediğimiz bir bölüm bulunuyor. Şerefe imalatları yapılmazsa minaredeki kule vincin hiçbir anlamı kalmıyor. Şerefelerin imalatında kule vinçler bir gerekliliktir, eğer kule vincin bağlantıları şerefeye denk geliyorsa kule vincin orada olmasının hiçbir anlamı yoktur. TeknoVinç yetkilileri, bu anlamda vinçlerin yüksekliklerini ve özel bağlantı noktaları belirleyerek bu sorunu çok kısa bir sürede çözdü. Projenin başından beri bir mühendislik hizmeti verdiler. Kısacası bizim için tam bir çözüm ortağı oldu. Hiçbir problem olmadan projeyi bitireceğimizi düşünüyoruz.
İmalat sürecine destek vermek için projeye sonradan eklenen ve “joker vinç” görevi üstlenen MCT 88 modelini neden tercih ettiniz?
Vinçler, minarelerde çalıştığı için caminin içine hizmet edecek bir vince ihtiyacımız vardı. Mobil vinçle çalışmayı düşündük fakat caminin içerisine girmesi zordu. Dolayısıyla MCT 88’i caminin ortasına, döşemenin üzerine kurduk ve betonarme imalatlarını bu şeklide gerçekleştirdik. Projenin ortasında yeni bir vinç eklemek çok zordur fakat hızlı ve başarılı bir şekilde kurulumu gerçekleştirdik.
Bundan sonraki projelerinizde de TeknoVinç’i tercih edecek misiniz?
İlk tercih edeceğimiz firma TeknoVinç olur. TeknoVinç’in fikirlerine, hizmetlerine, tecrübesine büyük saygımız var. Onların çözümlerini uygulamak zorundayız. Aksi takdirde en ufak bir hata büyük kayıplara mal olabilir. Bu konularda kesinlikle taviz vermiyoruz.

Röportaj, Forum Makina Dergisi Ocak 2016 sayısında yayımlanmıştır.