
TÜRKİYE İNŞAAT SEKTÖRÜ ZORLUKLARA RAĞMEN BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR |
|
TÜRKİYE İNŞAAT SEKTÖRÜ ZORLUKLARA RAĞMEN BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), 2025 yılının ilk çeyreğine ilişkin inşaat sektörü analiz raporunu yayımladı. Ekonomik zorluklar, jeopolitik gerilimler ve yüksek maliyetler arasında ilerlemeye çalışan sektör, hem yurt içinde hem yurt dışında yeni fırsatlar peşinde koşuyor.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından yayımlanan "Kırılgan Ekonomiler, Çalkantılı Siyaset ve Ticaret Savaşları" başlıklı İnşaat Sektörü Analizi Raporu, sektörün 2025'in ilk çeyreğinde yaşadığı zorlukları ve önümüzdeki dönem beklentilerini gözler önüne serdi. Rapora göre, kamu yatırımlarındaki yavaşlama ve artan maliyet baskısına rağmen, inşaat sektörü büyümesini sürdürdü. TÜİK verilerine göre, Şubat 2025'te inşaat üretimi yıllık bazda %12,7 oranında artış gösterdi.
Deprem, Kentsel Dönüşümün Zorunluluğunu Hatırlattı
Raporda yer alan önemli bir diğer konu ise 6,2 büyüklüğündeki İstanbul Depremi'ydi. TMB Başkanı Erdal Eren, "Can kaybı olmaması en büyük tesellimiz. Ancak afet odaklı kentsel dönüşüm artık ertelenemez bir zorunluluktur" diyerek, 1999 öncesi yapılan yapı stokunun yenilenmesi için acil adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca, yapı müteahhitlerinin yeterlilik esaslı sınıflandırılmasının tavizsiz şekilde uygulanması gerektiğini vurguladı.
.jpeg)
Aşırı Korumacılık ve Finansman Krizi Sektörü Zorluyor
Küresel ölçekte ise ABD'nin öncülük ettiği korumacı politikalar, Türk müteahhitlerin yurt dışı projelerde karşılaştığı riskleri artırıyor. Raporda, 2025'in ilk çeyreğinde özellikle teminat mektubu temininde yaşanan zorluklar ve yeni pazar kayıpları öne çıktı. Buna rağmen, Türk müteahhitler 560 milyon dolarlık 14 yeni proje üstlenerek direncini korudu. Türkmenistan, Libya ve Irak en aktif olunan pazarlar arasında yer aldı.
İnşaat Maliyetlerinde Yavaşlama, Ancak Baskı Sürüyor
İnşaat maliyet endeksinde 2020'den bu yana en düşük yıllık artış oranı (%23,94) kaydedildi. Malzeme fiyat artışlarının görece yavaşladığı bu dönemde, işçilik maliyetlerinde ise %32,38 gibi yüksek bir artış görüldü. Bu durum, maliyetlerdeki genel baskının hâlâ devam ettiğini gösteriyor.
Kamu Yatırımlarında Sıkıntı: Vergi Tevkifatında İndirim Talebi
Kamu projelerine ilişkin tasfiye hakkı beklentisinin karşılanmaması sektörü zorlarken, TMB Başkanı Eren, kamuya iş yapan müteahhitler için Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifat oranlarının %2 seviyesine düşürülmesi çağrısında bulundu. "Hiç değilse finansman yükünü hafifletecek adımlar atılmalı," diyen Eren, bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile temasların sürdüğünü belirtti.
.jpg)
Güven Endeksi Düşüyor, İpotekli Satışlar Artıyor
İnşaat Sektörü Güven Endeksi'nde yılın ilk çeyreğinde önemli bir düşüş yaşandı. Sektördeki yatırımcı ve tüketici güven kaybı dikkat çekerken, ipotekli konut satışlarında faizlere rağmen artış gözlendi. İlk el konut satışlarındaki düşüş ise inşaat maliyetlerindeki artış ve arz sıkıntılarının doğrudan etkisi olarak yorumlandı.
Yabancıya Konut Satışı Geriliyor
Yabancılara konut satışlarında da belirgin bir düşüş yaşandı. 2025’in ilk çeyreğinde satışlar %19,5 oranında geriledi. Yabancı yatırımcıların en çok tercih ettiği iller ise İstanbul, Antalya ve Mersin oldu.
Kırılgan Ekonomiler ve Çalkantılı Siyaset Dünya Gündemini Belirliyor
2025 yılına küresel ekonomi ve siyaset sahnesinde yoğun belirsizlikler damgasını vurdu. Özellikle ABD'nin Çin'e yönelik agresif ticaret politikaları ve jeopolitik gerilimler, dünya ekonomisinin dengesini bozarken, siyasi riskler küresel yatırım iklimini da olumsuz etkiledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci dönemine hızlı bir başlangıç yaparak uygulamaya koyduğu yüksek gümrük vergileri ve korumacı adımlar, küresel ticaret savaşlarını alevlendirdi. Çin ile tırmanan bu ekonomik çekişme, yalnızca iki ülkeyi değil, tüm dünya tedarik zincirlerini tehdit eden bir yapıya büründü. Başkan Trump'ın sansasyonel söylemleri ve politik hamleleri —örneğin Meksika Körfezi'nin adını değiştirme ve Kanada'yı ABD'nin 51. eyaleti yapma teklifleri— uluslararası ilişkilerde de dalgalanmalara yol açtı.
Avrupa’da ise Rusya-Ukrayna savaşının etkileri derinleşmeye devam ederken, göç krizleri ve ekonomik yavaşlama sağ popülist hareketlerin yükselmesine zemin hazırladı. Avrupa Birliği, güvenlik harcamalarını artırma kararı alırken, birlik içi siyasi kırılmalar belirginleşti.
Orta Doğu'da, Gazze'deki insani kriz yoğunlaşırken, İsrail’in agresif politikalarına ABD'nin verdiği destek tartışmaları beraberinde getirdi. ABD’nin dünya sahnesinde sergilediği tavır, birçok bölgesel çatışmanın çözüm sürecini tıkadı.
.jpg)
Ekonomide Durum: Belirsizlikler ve Yavaşlama
IMF ve Dünya Bankası’nın raporları, küresel büyümenin 2025 ve 2026 yıllarında %2,7 ila %3,3 seviyelerinde seyredeceğini öngörüyor. ABD, Avrupa ve Çin ekonomilerinde büyüme beklentileri aşağı yönlü revize edilirken, gelişmekte olan ülkelerde döviz ve enflasyon baskılarının arttığı dikkat çekiyor.
Türkiye ise 2024'te %3,2 büyüme ile küresel ortalamanın üzerinde bir performans gösterdi. İnşaat sektörü %9,3’lük büyümesiyle ekonominin lokomotifi oldu. Ancak, cari açık, işgücü piyasasındaki âtıl oranların yüksekliği ve enflasyonla mücadele önümüzdeki dönemin başlıca risk faktörleri olarak öne çıkıyor.
Yeni Dünya Düzeni mi?
Küresel ekonomi ve siyasette yaşanan bu köklü değişim, "küreselleşme çağının sonu" olarak yorumlanıyor. Ekonomik korumacılık, artan ticaret savaşları ve güvenlik endişeleri, uluslararası iş birliği normlarının sorgulandığı yeni bir dönemin habercisi gibi görünüyor. 2025 yılı hem ekonomik hem de siyasi kırılganlıkların derinleştiği bir dönem olarak şimdiden tarih sayfalarındaki yerini alıyor.
